Deyim
|
Açıklaması |
Aba |
Abla |
Abıca |
Amca |
Acuk |
Yabani elma |
Ağuz |
Doğurup süte gelen hayvanın ilk günlerindeki koyu kıvamlı sütü |
Ağzı kokulu yaren |
Kişinin sürekli yakınında olan sevgilisi |
Ağzı yaşmaklı olmak |
Sinsice dedikodu yapmak, kadın gibi olmak |
Ahraz |
Sağır, dilsiz |
Akpakla |
Kuru fasulye |
Alağun |
Alabildiğine bağırarak ağlamak |
Alağuncu |
Alağunlu ağlamayı adet haline getirmiş olan |
Alagün |
Güneşli bir gün, bulutsuz hava |
Annaç |
Karşısında (Örn. Annacında durma) |
Anteri |
Entari |
Apalama |
Çocuğun emekleme hali |
Arasına darı tanesi sığmamak |
Sözleri normal aralıklarla özen göstermeden peş peşe ulamak |
Ardılmak |
Yük olacak biçimde yerleşmek |
Atlampa |
Dört nala koşmak |
Atlampaya kalkmak |
Önünü ardını gözetmeksizin dört nala koşmak |
Atlankaya |
Çocukların bir tür oyunu. |
Avurt |
Ağız içi |
Ayağı karıncalı |
Adı çıkmış hafif kadın |
Ayakcak |
Yürüteç |
Aydaş |
Alabildiğine zayıflamış bebek |
Aydışmak |
Karşılıklı iddialaşarak konuşmak, tartışmak |
Aze |
Organ |
Aşene |
Mutfak |
B.kun adını ‘badı saba‘ koymuşlar |
Hiç değeri olmayan şeylere sabah rüzgarı demişler |
Bağırdak |
Beşikte yatan çocuğun düşmemesi için bağlanan örtü |
Balak |
Kedi, köpek ve manda yavrusu |
Banma |
En büyük bakır kazan |
Bayaktan |
Az önce |
Baylıma |
Bari, hiç olmazsa |
Bedel |
Merdiven basamağı |
Bedürük |
Eğrilmek için temizlenerek rulo yapılmış yün |
Belemek |
Bebeğin uyuması için yapılan işlerin tümü |
Benim eşşeğim gancık olsun |
Peki, tamam, senin dediğin gibi olsun |
Berçi |
Mavi göz |
Bertilmek |
Adele zedelenmesi |
Bi dıkım |
Bir lokma |
Bi sokum |
Yutulacak en küçük parça |
Bi tüğümcük |
Parçanın en küçüğü |
Bi zollu bi zollu |
Çok güzel |
Bidilik |
Çok küçük ceviz |
Biki |
Biraz |
Bilik |
Leblebi |
Bizeğel |
Az sonra |
Bizeğel |
Kısa bir süre sonra |
Boğün |
Bugün |
Büküzümü |
Böğürtlen |
Bıldır |
Bir yıl öncesi |
Büsürgeç |
Sacta ekmek yaparken ekmeği çevirmek için kullanılan uzun,yassı tahta |
Büzük |
1. Kenarı köşesi çekilmiş 2. Kıç, g.t |
Büşürgeç |
Pişirgeç, yufka pişirmede kullanılan alet |
Börtmek |
Haşlanmak, tam pişmemem durumu |
cadı kazanı |
Fesadın ve dedikodunun çok olduğu, herkesin birbirine düştüğü, türlü düşmanlıkların kaynaştığı, hile ve düzenlerin kurulduğu yer."Mahalle bir anda cadı kazanı gibi kaynamaya başladı." |
Çalmaç |
Fasulye, domates gibi sebzelerin ağması içn dikilen dal parçası |
Cancak |
Yemek yerken imrendirme eylemi |
Cannalası |
Canı çıkası |
Çapar |
Güneşe bakamayacak denli sarışın, kaşı, kirpiği beyaza yakın renkte |
Capcuk |
Söz ve eylemlerinde tutarsız olan |
Çapıla |
Terlik gibi arkası basık, hafşf yaz ayakkabısı |
Caydak |
İçi boşalmış eşya |
Çaynik |
Çaydanlık |
Caşdak |
Oturaksız, üstüne düşmeyen işlere kalkışan |
Çekme |
Topraktan yapılmış derince kap |
Çemkirme |
Yüze gelme, birisi ile konuşurken kural tanımama, karşısındakinin sözünü kese kese ve azarlar gibi yanıt verme |
Çemkürmek |
Karşıdakine anlamsız bir şekilde bağırarak konuşmak |
Çeten |
Saman taşımak için kalınca dallardan yüksekçe örülerek kağnı üstüne yerleştirilen araç |
Cibik |
Köşe |
Çiğit |
Çekirdek |
Çiğitli sıçma |
İşe yarar kurallara uygun iş yapma |
Çildağım |
Darmadağın yerlere saçılmak |
Cimbüzük |
Olmadık şeylerden etkilenip, ağlayıp sızlayan |
Çimke |
Hayvanların topuklarının biraz üstünde ayak kısmına değin olan kısım, hayvanın paça pişirmede kullanılan bölümlerinden |
Çimmek |
Yıkanmak |
Cin arabası |
Bisiklet |
Çintermek |
Yoğun bir dikkatle bakmak |
Cipdümek |
Kestirmek |
Çipil çipil |
Bir maddenin bulaşması ile yapışkan durum alması |
Çipil gözlü |
Çapaklı, sulu gözlü |
Çirkef |
Çamurla karışık pis su |
Çişdik |
Tam gelişmemiş çocuk veya insan |
Cocili |
Neşe yaratan , dili tatlı çocuk |
Çoğlu |
Genellikle pekmez yaparken, kazandan şıranın alınmasında kullanılan, büyük ve derince saplı bakır kap |
Comba |
Burulmamış genç manda |
Çon |
Vücudun basen kısmı |
Çot |
Bacak arası |
Çıbartma |
İnce bir çubukla vurulması sonucu vücutta duyulan sızı |
Cıbıbık dedirtmek |
Bıktırıp usandırmak |
Cücük |
Civciv |
Cıldır cıldır |
Dupduru, suyu pek çok (yemek için kullanılır) |
Cılk |
İçi kokuşmuş |
Cımb |
Bir salkım üzümdeki küçük dalcık |
Cımbak |
Gövdesi çıplak |
Cırtcılı |
En sonuncu |
Çöğdürçüş |
Tahterevalli |
Çöğdürmek |
Erkeklerin işerlerken sidiklerini uzağa boşaltmaları |
Çömçe |
Pekmez kaynatırken, hem pekmezi karıştırmada, hem de yüzüne gelen kef denilen köpüğün alınmasında kullanılan uzunca saplı, azıcık çukurca bakırdan yapılmış araç |
Çördük |
Yabani armut |
Cörredene akmak |
Bol suyun kısa sürede birdenbire boşanması |
Çöşdürüm |
Kural dışı davranışlar |
Çöşdürüm oynamak |
Bir ev veya iş yerinde, kural tanımadan büyük, küçük bilmeden kendi bildiğince eylemler yapılması |
Dalap |
Büyükbaş hayvanın çiftleşmeye hazır duruma gelmesi |
Dallampa |
Değneğin meyve düşürme amacıyla havaya fırlatılması |
Dandininde oynamak |
Kendi bilgi ve düşüncesini bir yana iterek başkasının güdümünde olmak |
Dandininde oynatmak |
Bir kimsenin başkalarını dilediği gibi kullanması |
Daşık |
Kendi varlığını ve benliğini abartan kimse |
Densük |
Kendini kural dışı gibi gösteren kimse |
Dey daha |
İşte orada |
Dey dey daha hollukta |
Aradığının nerede olduğunu biliyorum ama, bunu sen bulamazsın |
Diri |
Pazar günü |
Dorukmak |
Çağrısız konuk olarak yerleşmek |
Döngel |
Muşmula |
Eccük |
Azıcık |
Eci |
Kız kardeş |
Eğrek |
Toplantı yeri |
Eğrek yeri |
Sabahları, büyükbaş hayvanların sığırtmacın emrinde toplandığı yer |
Eğsik etek |
Çaresiz kadın |
Elevay |
Beceriksiz, elinden iş gelmeyen |
Eli bek |
Çok tutumlu, cömert olmayan |
Elim ayağım karaçalı |
Tüm organlarım oynadığımız oyunun içinde |
Elim hamur karnım aç |
Gereksinimleri karşılayan kişi olmasına karşın, bu ürün veya hizmetten yoksun kalmak |
Elleğem |
Herhalde, galiba, sanırım |
Ellem |
Her halde |
Emen |
1. Oyun oynarken odak yeri kabul edilmiş yer 2. Sebze için ekim ve dikime hazırlanmış yer |
Emme |
Ama |
emmi |
amca |
enduğü gün |
dün değil ondan önceki gün manasında |
Enek |
misket |
Enek |
Bilye |
Ersün |
Teknedeki hamuru kesmeye ve ele bulaşan hamurdan eli temizlemeye yarayanü saplı ve yassı demirden alet |
Eski b.ka su serpmek |
Unutulmuş kötülükleri su yüzüne çıkartmak |
Eşeğim kiraya |
Bir tür oyun |
Eşeğimin kulakları civredi |
Bu insanın canı çok yandı, yerinde duramaz artık |
Falenca |
El alem |
Fatmacık |
Gül hatmi çiçeği |
Felenga |
Tepesi üstü |
Felenga aşmak |
Tepesi üstü gitmek |
Feşel |
Yaramaz |
Filke |
Musluk |
Firik |
Büyüme aşamasını tamamlamamış piliç |
Fişir fişir yanma |
Çok kaşındırıcı biçimde olağanüstü yanma |
Forşumak |
İyice gevşemek |
Fışkı |
Kokuşmuş nesne |
G.tü düşük |
Her gördüğünü, her aklına geleni isteyen |
Gadaç |
Kardeş |
Gadder |
Derecesi yüksek |
Gadimi |
Sürekli |
Gag kadar |
Bir parçacık |
Gak |
Olgun meyvelerden kesilerek hazırlanan hoşaflık |
Gakırdak |
Koyun kuyruğunun kavrulmuşu |
Garangut |
Kararmaya yüz tutmuş |
Garçin |
Bir çeşit kundura |
Gartal |
Yumurtalıkları çıkarılmış erkek manda |
Garınca demiş ki: ''Yarım okka yağım eridi'' |
Her insanın kendine göre bir ölçü anlayışı vardır |
Garıncanın kavmi var |
Herkesin kendisine göre bir kayıranı ve yandaşları olabilir. |
Gasbeten |
Özellikle |
Gatmer |
Yufka ekmeğin ufağı |
Gatık |
Yağı alınmış yoğurt |
Gaşmer |
İnsanlar arasında gülünç duruma düşen |
Gerük |
Kenarları gerilerek büzülmüş |
Girellik |
Kiler |
Gokmuş |
İspiyoncu |
Gongak |
Kırılan, içi çıkartılan cevizin parçalanmamış durumu |
Gubur |
Foseptik çukuru |
Gudde |
1. Salgı bezi 2. İçinden pazarlıklı |
Guraf guraf |
Sürekli ve toplu olarak gelme veya gitme olayı |
Guşene |
Tencere |
Gılimşir |
kuşkonmaz |
Gıncırdak |
Bir oyun aleti. Yere çakılan kalınca bir kazığın tepesin, ortasından oyularak geçirilen 5-6m'lik bir sırıktan oluşur. Sırığın iki yanına bire veya ikişer kişi karınları üstüne yatarak, arada ayaklarıyla yerden güç alarak kazığın çevresinde dönerler. Sıtma |
Günü |
Kıskançlık |
Günücü |
Kıskanç |
Günücü kel tavuk |
Kıskançlıktan ölmek aşamasına gelmek |
Günülemek |
Kıskanmak |
Gıynak |
İç cevizin bölümlerinden biri |
Gızıl çanaklı |
Her şeyi herkesten kızınan |
Göğsemek |
Çifleşmeye hazır duruma yaklaşmak (büyükbaş hayvanlar için) |
Gökpakla |
Taze fasulye |
Gölbez |
Kedi ve köpeğin yavrusu |
Gönlümün gök paklası |
Olmayacak şeyleri usundan geçiren |
Görmelere irmeyesi |
Dilerim, ölürsün de göremezsin |
Göynümek |
İçi geçmeye yüz tutmak |
Halleşe |
Düğünlerde hep bir ağızdan ilahi söyleme |
Hanım söylerse mubah gelin söylerse kabahat |
Kendisine yakışanı başkalarına uygun görmemek |
Hapaz |
Avuç |
Harpuçlamak |
Bir şeyleri avuçlayıp avuçlayıp bırakmak |
Has un |
Fabrika unu |
Hedik |
Aşure |
Heeri |
Yahu |
Herbi |
Oyunda, gelecek bir eylemden doğacak sonucun birkezlik geçersiz sayılacağını bildirmek |
Hirk |
Ekime hazırlanmış sürülmüş toprak |
Hiykirmek |
Soğuk suya girme veya üstüne su sıkılma durumlarında içini çekerek bir ses çıkarmak |
Holazan |
Boş söz, değersiz söz |
Holazan okuma |
İnandırıcı olmayan boş sözler söyleme |
Hozan |
Uzun yıllar ekilmemiş toprak |
Hoşurdak |
Ağzını şapırdatan |
Huysukmak |
Alışkanlık haline getirmek |
Hüdü |
Topaç |
Hüdü oynamak |
Topaçla oynamak |
Hımbıl |
Kendisini bırakma hali, uyuşuk davranan |
Hımılık |
Burnundan ve genizinden konuşan |
Hındır keten |
Güçlükle, ucu ucuna yetişecek denli işlerin yürümesi |
Hıngıldama |
Ağlar gibi yapma |
Hınıs |
Eli sıkı |
Hırlı |
Yararlı, doğru, dürüst, iyi |
Hüşgü |
Çöp, gübür |
Hüşümlenmek |
Yalnızken, olaylarda korkuya kapılmak |
Hörelembeç |
Cırcıvık, akıcı, elde avuçta durmayan |
Höreleme |
Üstüne çullanma |
Hörül hörül akma |
Börek ve benzeri yiyeceklerin çok yağlanması sonucu yağların ele, kola akması (övünmek ve övmek için söylenir) |
Höyküre höyküre ağlama |
İçini çeke çeke sesli olarak ağlama |
Höykürme |
İçini çekme |
Hözmek |
Mısırın tanesiz koçanı |
Ikıl çokul |
Kendini zorlayarak iş yapmak |
Ilıncak |
Salıncak |
Imbıl ımbıl |
Şişmanlıktan ötürü etlerin sallanması |
Imsık |
İnsanlar arasındaki sözlere, sohbetlere katılmadan, sessizce oturan kimse, içine kapanık |
Ingıl yokuş |
Gücü kuvveti yetmeyerekten |
Irussuz |
Huysuz, sorunlu kimse |
Irık |
Aralık, boşluk |
Irıltım |
Döküntü |
Irıltım |
İşe yaramayan, önemsiz eşyalar |
Irıplı |
Gerçek dışı, çok abartılı |
Işıdı |
Kendini çok önemseyen, kendini olağanüstü gören |
Kanatlı |
Üstü kapalı büyük kuruluk kapısı |
Kanruk |
Balgam |
Kavga kaşağısı |
Kavga çıkartmak için olağanca yeteneklerini öne çıkaran ve kavganın sürüp gitmesini sağlayan |
Kavgaya tırmık çekmek |
Ortam uygun olmamasına karşın kavga nedenlerini izleyen |
Kaştarmak |
Bir işi idare etmek |
Kemüre |
Gübre |
Kemüre kezeği |
1. Hayvan pisliğinin kurusu 2. Sözü değersiz ve geçerli olmayan |
Kendürük |
Un elerken, hamur yoğururken, unun yerlere geçmemesi için, teknenin ve ekmek yapılan yaslağacın altına serilen, terbiye edilmiş, tabaklanmış sığır derisinden yapılmış yaygı |
Keperük |
Suyu çekilmiş meyve |
Kepüç |
Küçük ve yukarı kalkık burun |
Kerç |
Nisbet yapma |
Kerç etmek |
Birisini kızdırmak için kasten onun söylediklerinin aksini savunmak |
Keser enseli |
Sürekli inatçılık yapan |
Kevrankökü |
Yerelması |
Kevük |
Pekmez sucuğu yapılırken kullanılan ağaçtan yapılmış çatal |
Kezek |
Sürülmüş tarlada tümüyle ezilmemiş toprak parçası |
Keşik |
Sıra |
Kiren |
Kızılcık |
Kirimek |
İnatlaşmak |
Kirman |
Yünden ip yapmak için kullanılan alet |
Kitibiyoz |
Kıyımsız, eli sıkı |
Kolları bedürük gibi |
Eğrilmeye hazır, rulo yapılmış yün gibi düzgün ve bembeyaz kollar |
kotarmak |
Bir aşı tabaklara boşaltmak |
Koyun gibi künkütlemek |
Koyun gibi düşünmek |
Kulak tozu |
Kulağın tözü, kulağın arkası |
Kuru yere kurt düşürmek |
Hiç olmadık yere olay yaratmak |
Küfük |
Cevizin çürüğü |
Kül döken |
Evin hanımı |
Kümsü kümsü kokmak |
Bozulmuş gibi kokmak |
Kümsümek |
Pas gibi kokma, kokuşmadan önceki durum |
Küre |
Pekmez yapılan yer |
Kürelemek |
Toptan kötülemek |
Kırık yaylı |
Yürüme özürlü, topal |
Küylek |
Kova |
Küştek |
Her işe burnunu sokan, her zaman öncülük yapma çabasında olan |
Lamçi |
Yağmurdan korunmak için keöeden yapılan giysi |
Lapçin |
Bir çeşit kundura |
Lik like kalkmak |
Tırısa kalkmak |
Lom sözlü |
Beklenmedik zamanda söylenen kaba ve çirkin söz |
Lombadan söylemek |
Düşünmeden söylenilen söz |
Lığlama |
Bir selin veya nehrin kenarlara taşması veya bir başka yere akaması sonucu tortu ile doldurması |
Löllös |
Biçimsiz ve kaba saba |
Mada |
Mide |
Madası almamak |
1. Midesi almamak 2. İsteksiz ve iştahsız olmak |
Madası bozuk olmak |
Midesi bozuk olmak |
Mahat |
tahtadan kanepe |
Mahrama |
Ev dokuması peşgir |
Malamat oldum |
Kepaze oldum |
Mamir |
Sağlam |
Mandik |
Topuklara dek uzanan, paçası daracık uzun don |
Masaf |
Büyük tepsi |
Mayukdamak |
Üzüntü anında kedi gibi ses çıkartmak |
Mayyoğ |
Akılsız kaba adam |
Meçük |
Kıçı kırık |
Medine |
Baca kenarındaki delik |
Memişane |
Tuvalet |
Merziman |
Merdiven |
Momucuk |
Çok korkunç nesne |
Muğur olmak |
Seçeneklerden önemli olanları yitirip, önemsemediğine razı olmak |
Mülemma oldum |
Kendi özüme benzemez bir karmaşaya sürüklendim |
Mülenbah |
Bulaştırma, karıştırma |
Mırmırık |
Keyifsiz durum |
Mırığım kırıldı |
Keyfim kaçtı, beklentilerim boşa gitti |
Nasibet |
İlgi |
Nasibetli |
İlgili |
Nasibetli söz |
Olaylarla ilgili, uyumlu söz |
Nasibetsiz |
Doğru dürüst ilişki kurmayan, münasebetsiz |
Nasibetsizlik etmek |
Yerinde olmayan davranışta bulunmak |
Naşapa |
Bir çeşit su kabı, maşrapa |
Ne nasibet |
Ne ilgisi var ki |
Neğseri |
Olağanüstü soğuk |
Nemarek |
Benim neme gerek |
Noğay |
"Yedekte duran. Özellikle at arabacıları, arabayı çeken atların yanına boş bir at bağlarlar |
Norbat |
Sözleriyle ve davranışlarıyla çok kaba insan, nobran |
Oğmaç |
Hamurla yapılan bir tür yemek |
Oklağaç |
Oklava |
Oluk etmek |
Pekmez yapmak |
Ortalığı mülenbah etmek |
Etrafı karmakarışık etmek |
Oynak kütük |
Güvenilmez insan |
Paçavra hastalığı |
Grip |
Paçur |
Temizlikten ve düzenden anlamayan |
Paklavadan pay ummak |
Çok değerli bir şeyden hakkı olmadığı halde pay beklemek |
Palaz |
Kekliğin yavrusu |
Payalı |
Kendine süs veren, kendisini olağanüstü gören |
Paysınmak |
İnsanları küçük görmek, insanları önemsememek |
Pazvalt |
Bekçi |
Peçe |
En küçük su arkı |
Penek |
Basık, yassı |
Pevrede |
1. Salça 2. Marmelat |
Pinnik |
Pinenecek yer, kümes |
Piyik |
Bir bütünün en küçük parçası |
Potura |
Pudra |
Puçulama |
Olaylar karşısında eli ayağı birbirine dolaştırma, bocalama |
Pına |
1. Tavukların uzağa gitmemesi için ayağına takılan ağırlık 2. Çarık ve ayakkabının tabanı |
Pürçek |
Taranmamış, karışmış saç |
Pöçük |
Keçinin kuyruğu (yüzüldükten sonra), kuyruk sokumu |
Rüktem |
Grip |
S.ki biteli bir iş yaptı |
Bugüne değin, yaptığı tek olumlu iş |
S.kte sabunda alakası olmamak |
İlgili konuyla kesinlikle ilişkisi bulunmamak |
Sabi |
Aklı ermeyen çocuk, günahsız |
Sağu |
Yüksek ses |
Sağuyla ağlamak |
Yüksek sesle ağlamak |
Sahtiyen |
İşlem görmüş keçi derisi |
Sakamet göstermek |
Beceriksizce, acemice eylemde bulunmak |
Saku |
Ceket |
Saldur suldur |
Gelişi güzel, bakımsız |
Salgada |
Varlığı hesaba katılmamış olan |
Samaruk |
Suyu çekilmiş, özelliğini yitirmeye yüz tutmuş olan |
Sanıldak |
Davetsiz konuk |
Sarsuk |
Ne yaptığını bilmeyen , Beceriksiz |
Saykal |
Türünün en büyüklerinden |
Sayyağı |
Tuzlanmış tereyağı |
Sayyağından kıl çekmek |
Çok kolay işlem |
Sazak |
Rutubetli soğuk rüzgar |
Seğirdim oluğu |
Sulama amacıyla, ırmağın akıntısından yararlanılarak kurulan su dolabının toprağa ulaşmadan önce, su kaplarının birbiri ardından boşalttığı ahşap oluk |
Seğirtmek |
Koşmak |
Seğsenmek |
Hasmına vuracak gibi yapıp korkutma eyleminde bulunmak |
Seki (sekü) |
Yüksekçe yer |
Seri ele vermek |
Kendisine sahip olamamak, hastalanınca yatağa düşmek |
Serpenek |
Şapkanın kasketin siperi |
Siklet |
Aşırı kalabalık |
Sildir sildir |
Etekleri yerleri süpürmek |
Silgi |
Kadın çarşafı |
Simsort simsort gitmek |
İsteksiz isteksiz yürümek |
Sirke |
Bit yumurtası |
Sitil |
Küçük kova |
Sivsiklenmek |
İsteyerek vakit yitirmek |
Siyme |
Sızma, üstüne sidik kaçırma |
Soğla |
Uzun süre beklemiş |
Soğla toprak |
Hiç sürülüp ekilmemiş toprak |
Soğukluk |
Semizotu |
Sokranmak |
Duyulması zor biçimde söylenen şikayet anlamında sözler |
Soyka |
1. Nesne 2. Ölünün arkasından çıkarılmış olan giysiler |
Suğutmak |
Sessizlik içinde sinirli tavır almak |
Süğsün |
Ense |
Sühlü |
Giyim kuşamına özen göstermeyen |
Sümsük |
Yumrukla birisini kakışlama |
Sındı |
Makas |
Süngüt |
Kapların kireç tutması |
Sıpara |
Kitap |
Sürgüç |
Yer veya bulaşık bezi |
Sırpat |
Giysilerin çok ıslanmış olması |
Süydürmek |
Kendisini sürekli olarak kabul ettirebilmek |
Süyem |
Baş parmak ile işaret parmağı arasındaki ayrım |
Sıypınma |
Kıç üstü kayma |
Söğürtmek |
Koşmak, seğirtmek |
Sölpük |
Düzensiz |
Söp salkı konuşma |
Düşünmeden konuşma |
Söyke |
İşin gelişi |
Sözün söykesi |
Sözün gereği |
Ta'ğnı cannalası |
Tanrının canını alması dilenen kimse |
Talaka |
Yaysız araba |
Tam çalgı |
İnce saz |
Tavsamak |
Öfkesi geçmiş olmak |
Tayla |
Tarla |
Tenteş |
Uygun, uyumlu |
Terece |
Dolapların yan taraflarındaki delik |
Terek |
Raf |
Teykül |
Nişanlı |
Tilki burun |
Bir cins balık |
Tiyin |
Sincap |
Tumayı |
Rastgele |
Tumayına gitmek |
Nereye gittiğini bilmeksizin gitmek |
Tuşma |
Parmakları birleştirerek elin sırtı ile dürtüklemek |
Tüğdürmek |
Yere değdirmeden uzağa fırlatmak |
Tüğelemek |
Yerden sürükleyerek uzağa atmak |
Tıkır |
Çamdan yapılmış su kabı |
Tök |
Hindi |
Törlemek |
İshal olmak |
Töt |
Topaç |
Ud (ut) |
Utanma |
Uğra |
Hamurun açılması aşamasında kullanılan un |
Uğunmak |
Fazlaca acıdan dolayı olduğu yerde kalıp sızlanmak |
Ustun |
Tavan |
Ustun: |
tavan |
Utlu |
Utanmasını bilen, arsızlık yapmayan kişi |
Vağıl vağıl taşmak |
Kaynayan bir şeyin mayası veya mayası çok gelmiş hamurun kendiliğinden çokça taşması |
Vanılamak |
Bilinçsiz olarak kafa şişirmek, anlamsız sesler çıkartmak |
Varivi |
Haydi gidiver |
Virivi |
Ne olur bana ver, veriver |
Vittirdek |
Kurbağaların yumurtadan yeni çıkmış çok devinimli yavruları |
Vıııı |
Ya! Öyle mi? |
Yalap yalap yanma |
Bir yaranın kısa aralıklarla sürekli yanması |
Yan beyine gelmek |
Kaza yapan aracın yan yatması; Cümle içerisinde kullanacak olursak; |
Yaslağaç |
Üzerinde yufka açmak için kullanılan tabla, yere yakın küçük masa |
İbibiğin küçük karısı, yarım elmanın yarısı |
Kız çocuğun büyüklere özenerek onlar gibi giyinip yetişkinliğini kanıtlama sevdası |
İbibik |
Hüt hüt kuşu |
İcot |
İcat edilmiş |
İdare |
Gaz lambasının küçüğü |
İdiklemek |
Süt veren hayvanların sağılmasından önce, sütünü memelerine indirmesi için, memelerin okşanması |
Yimeden gidesi |
Yemeye vakit olmadan ölesi |
İki çifte bir osurmuk |
Eşekcesine iş yapıp çekilip gitmek |
İl |
Yabancı |
İlağarşu |
Başkalarının yanında yapılan ayıplanacak eylemde bulunma |
Ülefe |
Herkese dağıtılan bolca, bahşiş, padişahlara özgü ikram |
İliğim üzüldü |
Acıyı en derin yerimde duydum |
İliğimi üzme |
Beni derinden yaralama |
İlistir |
Süzgeç |
İlistir |
Süzgeç |
İmil imil akıyor |
Olgunlaşan meyvelerin yerlere dökülecek gibi olması |
İmroh |
Sulama suyunun bekçisi |
Ümüğünü sıkmak |
Boğazını sıkmak |
Ümüdünya |
Evren |
Ümük |
Boğaz |
İti |
Tatlı |
İttiba |
Uyum, öncelikle |
Yüğürtmek |
Koşmak |
Yılan bile toprağı gıdım gıdım yer |
Bolluk içinde olduğunuz zaman bile tutumlu olmaya özen gösterin |
yılan kuyruğu |
kuşkonmaz |
Yılhır |
etin karın kısmı |
Yüzü sahtiyen gibi |
Hiç utanması yok |
Zabın |
Gelişmemiş |
Zangadan ortaya çıkmak |
Umulmadık bir zamanda ortaya çıkmak |
Zaptiye |
Jandarma |
Zavrak |
Salatalık |
Zavzav |
Oyunda nefes almadan, istenilen yere ulaşmak için kural gereği söylenilen söz |
Zavzu |
Sebze ekilmiş yer |
Zere (zare) |
Belli bir amaca dayalı davranış |
Zerze |
Kapının kilidinin takıldığı yer |
Zingirdekli kadın |
Çalmayı gülmeyi seven kadın |
Zımzık |
Yumruk |
Zıngadan vurmak |
Elini ayarlamadan acımasızca vurmak |
Zırtaboz adam |
Terbiyesi kıt, eğitilmemiş kaba insan |
Öğse |
Yanmış odun veya kömür parçası |
Öksürüç |
Bir tür kıçıklı bol balık |
Öküs |
Lüküs lambası |
Öllüğün Körü |
Yok artık bu kadar da olmaz, elinin körü |
Öllük |
Bebeklerin altına konulan toprak |
Örüsger |
Rüzgar |
Öveleme |
Parmaklar arasında ezme |
Özemek |
Sözü aşırı derece uzatmak, ince eleyip sık dokumak |
Şalaka |
Meyve yerken sularının ele ve ağza bulaşması |
Şallak |
Külotsuz, cinselliği görünen |
Şamama |
Güzel kokulu kavunumsu bitki |
Şamata teli |
Neşe kaynağı |
Şar şar dökmek |
Ne söylediğini bilmezlik |
Şekermeme |
Küçükbaş hayvanların kol kısmının 10 cm kadar uzunluktaki bölümü |
Şilepe |
Tatlının ele ve başka şeylere bulaşması sonucu yapış yapış duruma gelmesi |
Şimşirek |
Tüysüz |
Şinnemek |
Yüz bulunca arsızlaşmak |
Şivşit |
Koşut, paralel |
Şordan ari gitmek |
Şu taraftan gitmek |
Şordan beri gelmek |
Uzaktan gelmek |
Şıpırdaklı |
Gösterişli bir görünüm içinde olan |